Türkçe - İngilizce çeviri (v1.4 yeni)
?Türkçe
Bir tasarım yöntemi olmayı amaçlayan Bauhaus, Gropius’un “biz bir üslup yaratmak
isteğinde değiliz” deyişine karşın zamanla 00. yüzyılın ilk yarısını etkileyen bir üslup haline
gelir.
İngilizce
A design method that aims to Bauhaus, Gropius "we
do not desire to create a style saying "Although the first half of the 00th century affect the time it
becomes a style .
İçindekiler
a, a¨, a.a, a'da, a'ya, aa, âar, ade, adresinde, adresindeki, ae, ağalar, ağıstos, ağlığınıza, ağostos, aklımdasin., amuş, as, aşığım❤, aşışverş, aşkımmm, aşkiloş, aşkk, aşlegamburg, aye, bır, bırda, bırı, bıri, bırin, bırr, bıru, bırun, bir, bir'de, bir'i, birde, birer, birr, bunyesinde, dada, deme, er'a, ere, etme, etti, gelmiştir, hoşlanmak, ila, larak, larike, larima, muaz, nd, sayfana, sayfasına, senina, sizine, ua, ue, uma, umak, uye, uzerkmek, vaav, ক, எ
desıg, desıgn, dizay, dizayn, dizaynı, dizaynir, dizaynl, projelendirme, styling, tasar, tasarı, tasarım, tasarımda, tasarımı, tasarımım, tasarımın, tasarımına, tasarımını, tasarımi, tasarımlarını, tasarımlı, tasarımm, tasari, tasarim, tasarimi, tasarimini, tasarla, tasarlama, tasarlamak, tasarlanmak, tasarlar, tasarlayıp, tasrım
arasını, dek, doan, dodan, doğd, doğmu, doğuz, doğuze, dont, duye, ediyorsunuz, mı, mıyım, misin, misiniz, mus, musin, musunuz, muy, muyum, mü, oj, oja, stren, tedarikç, tedarikçi, thü, varmıı, varmısı, varmii, yap, yapa, yapabili, yapabilii, yapabilir, yapacağımı, yaparsın, yapılma, yapmaınız, yapmai, yapmak, yapmalar, yapman, yapmanın, yapmanız, yapması, yapmayı, yapmayın
alinmayan, degıl, degılmı, degil, degiliz, deģilmi, değıl, değil, değilde, değildir, değilim, değiller, değilmiş, değilse, deil, edeme, edemez, edilmeyen, edilmez, edilmiyor, etmemek, etmeye, etmeyen, etmeyin, etmez, gelmeyib, girmedi, girmeye, ıkke, kalmayıp, kalmaz, olmasak, olmayı, olmayıp, olunmaz, sikint, uğrama, verilmez, yalnış
adl, böyl, bunun, bunuun, diye, eden, erki, ettiğ, gelene, getiren, ışde, k,i, kı, kıın, ki, kier, kiyin, ol'duğunu, oldug, olduğu, olduğuna, olduğunu, olduğunun, olduğunuz, olduğunü, olduğü, olmanı, olmasını, olmasıni, orası, orasi, orasu, orayı, orayi, öldüğ, öldüğünü, şu, şunu, tanıyan, uyen, veren, yapan, ytt
bulunan, các, çatiş, çau, çay, çayda, çayı, çayi, dasını, edil, edilen, edilme, er, geçen, ıfrjrfkgıktgı, ıtstwoten, iimon, ise, isei, isesi, keciren, mi'i, mii, miyi, nın, nin, ol, olan, olanı, olup, sozlerine, şaampuan, şanlısin, şemshan, şiddedli, th, thim, u, u,, unın, unin, uun, v, verilen, yapılan, η, ה, نے, ہ, ی, த
anda, boşzaman, defa, defak, kez, saada, saat, saata, saati, saatinde, saatini, saatiniz, seferde, sefere, seferke, suresi, süre, süreci, sürede, süren, sürer, süresi, süresinin, süreyi, tim'e, vak, vakıt, vakit, vakti, vaktn, vaktu, zam, zamâ, zamaa, zamaan, zamaı, zaman, zaman,, zaman'a, zaman'dan, zaman'ın, zamana, zamanda, zamandan, zamandır, zamanı, zamanım, zamanımız, zamanın, zamanını, zamanının, zamanl, zamanlar, zamanları, zamanların, zamanlı, zamanli, zamanr, zamaün