Türkçe - İngilizce çeviri (v1.4 yeni)
?Türkçe
Doğal Güzellikler: Isparta bünyesinde eşsiz doğal güzellikler barındıran bir şehir. Isparta geziniz sırasında bu güzellikleri keşfetmeden gezinizi bitirmeyin.
İngilizce
Natural Beauty: Isparta is a city that hosts an unrivaled natural beauty. During your trip discover this beauty without Isparta finish your trip.
İçindekiler
a, a¨, a.a, a'da, a'ya, aa, âar, ade, adresinde, adresindeki, ae, ağalar, ağıstos, ağlığınıza, ağostos, aklımdasin., amuş, as, aşığım❤, aşışverş, aşkımmm, aşkiloş, aşkk, aşlegamburg, aye, bır, bırda, bırı, bıri, bırin, bırr, bıru, bırun, bir, bir'de, bir'i, birde, birer, birr, bunyesinde, dada, deme, er'a, ere, etme, etti, gelmiştir, hoşlanmak, ila, larak, larike, larima, muaz, nd, sayfana, sayfasına, senina, sizine, ua, ue, uma, umak, uye, uzerkmek, vaav, ক, எ
beautystep, gozelliyine, guzellık, guzellıkl, guzellıkler, guzellıklerı, guzelli, guzellig, guzellik, guzellik'ler, guzelliker, guzellikl, guzellikler, guzelliklerim, guzellm, güzel,lik, güzeli, güzell, güzellg, güzellık, güzellig, güzellige, güzelligi, güzelligim, güzelligin, güzelliginden, güzelligine, güzelligini, güzellign, güzelliğ, güzelliğe, güzelliği, güzelliğim, güzelliğin, güzelliğinde, güzelliğinden, güzelliğine, güzelliğini, güzelliğinin, güzellik, güzellikl, güzellikle, güzelliklee, güzellikler, güzellikleri, güzelliklerin, güzelliklerini, güzelliklerle, güzellikte, güzellmi, güzelmi, ğüzeli, ğüzelli, ğüzellik
city:, cityler, çity, eh, ehar, eher, ehır, ehir, ehr, il, ilidir, kende, kent, kente, kenti, seh, seher's, sehır, sehir, șehir'de, sehirdem, sehirin, sehr, sehri, sehur, şeherde, şehir, şehir'in, şehirde, şehirdesi, şehire, şehirı, şehirim, şehirin, şehirk, şehirlerr, şehirr, şehre, şehrıye, şehri, şehrime, şehrin, şehru
adl, böyl, bunun, bunuun, diye, eden, erki, ettiğ, gelene, getiren, ışde, k,i, kı, kıın, ki, kier, kiyin, ol'duğunu, oldug, olduğu, olduğuna, olduğunu, olduğunun, olduğunuz, olduğunü, olduğü, olmanı, olmasını, olmasıni, orası, orasi, orasu, orayı, orayi, öldüğ, öldüğünü, şu, şunu, tanıyan, uyen, veren, yapan, ytt
açmadan, alınmadan, almadan, bırakmadan, bulunmadan, etmeden, girmeden, gormeden, göstermeden, kalmadan, kalmaksızın, kullanmadan, olmadan, olmaks, olmaksız, olmaksızın, olmasam, olmasaydı, olmasaydiu, olmay, olmayanı, olmayasi, olmayınca, onsuz, sensiz, tanımayan, verilmeden, vermeden, yapılmadan, yapmadan, yaşamadan