Türkçe - İngilizce çeviri (v1.4 yeni)
?Türkçe
birbirimize çok uzagız konuşsakta bir anlamı olmucak bence üzgünümi
İngilizce
talk to each other in the sense we are far olmucak think my üzgünü
İçindekiler
ai, aparirlar, asü, au, aü, bulunmaktadır, bulunmaktadir, çeker, edilmiştir, ediy, etmektedir, mıs, mıyız, muna, şunlardır, uni, usını, uygulanır, vardır, verilmektedir, zıjn
-da, bölgesinde, da, damaz, degi, deği, döde, halinde, ıcınde, ıçine, ılerle, ıntoa, ıntoar, ınton, icinde, içeri, içerisinde, içerm, içinde, içindee, içindeki, içindeler, içindeyi, içine, inşat, intok, kullanilabilirmi, onki, soğa, şehrinde, şehrindeki, şsrkıdaki, tha, undaun, üzere, üzerk, üzerm, yanıyır, yılında
konuf, konus, konusalm, konusalýn, konusk, konusm, konusma, konusmak, konusmasak, konusn, konusna, konuß, konussak, konusş, konustukça, konusturm, konusup, konuş, konuşal, konuşalm, konuşama, konuşamaz, konuşı, konuşim, konuşk, konuşka, konuşm, konuşma, konuşmak, konuşmasak, konuşmayal, konuşmayalm, konuşmazm, konuşmı, konuşmu, konuşmun, konuşn, konuşs, konuşsak, konuşş, konuştukça, konuştur, konuşu, konuşun, konuşup, konüs, konüş, konüşma, konüşmak, könüş, laf, talık, talısı, talka, talksız, tatk
bulunan, các, çatiş, çau, çay, çayda, çayı, çayi, dasını, edil, edilen, edilme, er, geçen, ıfrjrfkgıktgı, ıtstwoten, iimon, ise, isei, isesi, keciren, mi'i, mii, miyi, nın, nin, ol, olan, olanı, olup, sozlerine, şaampuan, şanlısin, şemshan, şiddedli, th, thim, u, u,, unın, unin, uun, v, verilen, yapılan, η, ה, نے, ہ, ی, த
dusun, dusunmek, dusunsene, dusunsenize, dusunun, duşun, duşunmek, duşunuyor, dűşünmek, dutü, düsunmek, düsün, düsünmek, düsünün, düsünüy, düşun, düşunmek, düşün, düşün’mek, düşündüğünü, düşünleri, düşünmek, düşünmekt, düşünmektedir, düşüns, düşünsene, düşünsenize, düşünuyor, düşünün, düşününce, düşünüp, düşünüy, düşünüyor, düşünüyr, fıkırleş, görüy, sanı, saniy, sanma