Türkçe - İngilizce çeviri (v1.4 yeni)
?Türkçe
Politischen Organisationen angeblich miteinander übereinstimmen aufgrund ihrer gegenseitigen Interessen. Meine philosophischen lehren wieder die welt hat die macht, glücklich zu leben. Ein solches Ideal, natürlich gibt es keinen ort auf der vorläufige vereinbarung
İngilizce
Aircraft interiors the Politische Organisationen angeblich übereinstim the Interessi man aufgrund gegenseitig that is exported. Meine Philosophisch of the lehr wieder die macht die welt lines, glückliche zu leben. E solches Ideal, natürliche gibt es auf der keinen mean to vorläufig Vereinbarung
İçindekiler
aenin, deina, deniza, dıe, dıında, dısında, dıum, diin, disinda, diya, diyin, edene, er, geberin, gundüz, hangıs, hangi, hangisı, hangişi, hanğisi, ısıtıısı, iser, işçenmmi, kim, kokil, larayı, mier, miin, mir, nin, olana, olmesini, olmeye, ölmeee, ölmek
ü, ölmek, ölmem, ölmen, ölmene, ölmeni, ölmesi, ölmeye, ölmeyi, ölmeyin, ölüp, ölürler, th, u, unu, yanki, yaut, zorun, کی
e-a, e'ın, ea, ede, edilmektedir, ee, eğlenicez, eğtegid, eıcufrıuıjohıytpoo, eın, ein, einun, elara, eleri, elerin, elerini, emesi, endı, enın, enün, eşekoğlueşşek, eşolueşşek, eşqiya, etmektedir, eun, eunun, eyin, eyun, eφόσον, hemde, iter, olki, olr, orayı, unur, ve, veim, veler, vende, veni, ای, ए
canlıların, canli, canln, hayadı, hayat'ım, hayata, hayatı, hayatına, hayatında, hayatının, hayatır, hayatina, hayatk, hayatĺ, hayatlarını, hayatnın, hayattan, heyatimiza, leb, leban, lebün, òmrü, oturma, oturmai, oturmaiz, ömrü, ömrünü, ömür, ömürleri, ömürlu, yaaamak, yasamin, yasamk, yasarken, yasiy, yasiyca, yasiyor, yasiyorm, yaşak, yaşama, yaşamak, yaşamaktadır, yaşamaktan, yaşamı, yaşardı, yaşıy, yaşıyor, yaşiy, yaşiyar
ada'm, adam, adama, adamdı, adamdır, adamı, adamık, adamım, adamın, adamının, adamla, adamm, adammı, adamn, adamner, adamnı, adamsın, dostum, erkeğe, erkeğim, erkeğin, erkek, erkek'im, erkekl, erkekle, erkekli, ermen, ınsanda, insan, insanın, inşae, kısi, kocaka, lan, len, m.a.n, mandı, manı, manın, üman, ümen
adl, böyl, bunun, bunuun, diye, eden, erki, ettiğ, gelene, getiren, ışde, k,i, kı, kıın, ki, kier, kiyin, ol'duğunu, oldug, olduğu, olduğuna, olduğunu, olduğunun, olduğunuz, olduğunü, olduğü, olmanı, olmasını, olmasıni, orası, orasi, orasu, orayı, orayi, öldüğ, öldüğünü, şu, şunu, tanıyan, uyen, veren, yapan, ytt
bulunan, các, çatiş, çau, çay, çayda, çayı, çayi, dasını, edil, edilen, edilme, er, geçen, ıfrjrfkgıktgı, ıtstwoten, iimon, ise, isei, isesi, keciren, mi'i, mii, miyi, nın, nin, ol, olan, olanı, olup, sozlerine, şaampuan, şanlısin, şemshan, şiddedli, th, thim, u, u,, unın, unin, uun, v, verilen, yapılan, η, ה, نے, ہ, ی, த