Türkçe - İngilizce çeviri (v1.4 yeni)
?Türkçe
AĞUSTOS BÖCEĞİ İLE KARINCA bir zamanlar agustos böcegi hep sark söyler oyun oynar bütün yaz bos geçirirmiş karınca ise her zaman evine ekmek götürmek için çalısırdı birden kış gelmiş agustos böcegi çok üsümüş karınca ise atesin yanında keyf yapııyor agustos böcegi dayanamayarak karıncanın kapısını çalmış ve ona yarvarmış biraz yeyicek iştemis karınca onu ordan kovmuş
İngilizce
The Cicada and the Ant once cicadas sing forever play games all summer bos spent if ants are always home to take bread worked for several winter came cicadas too chills have ants the fever besides pleasure yapııy August beetle succumbing ants knocked on the door and told him yarv though a bit yeyicek ants wanted him fired from there
İçindekiler
a, a¨, a.a, a'da, a'ya, aa, âar, ade, adresinde, adresindeki, ae, ağalar, ağıstos, ağlığınıza, ağostos, aklımdasin., amuş, as, aşığım❤, aşışverş, aşkımmm, aşkiloş, aşkk, aşlegamburg, aye, bır, bırda, bırı, bıri, bırin, bırr, bıru, bırun, bir, bir'de, bir'i, birde, birer, birr, bunyesinde, dada, deme, er'a, ere, etme, etti, gelmiştir, hoşlanmak, ila, larak, larike, larima, muaz, nd, sayfana, sayfasına, senina, sizine, ua, ue, uma, umak, uye, uzerkmek, vaav, ক, எ
ai, aparirlar, asü, au, aü, bulunmaktadır, bulunmaktadir, çeker, edilmiştir, ediy, etmektedir, mıs, mıyız, muna, şunlardır, uni, usını, uygulanır, vardır, verilmektedir, zıjn
-dan, -den, 'dan, alıy, çıkışlı, den, denin, desda, desde, deyin, erden, fro, fron, froun, frour, gelene, gelenlerden, gönderen, hardansiz, ıtıbaren, ıtibaren, itibaren, kalkışlı, kalkisli, kimden, mesafede, mesafesine, mesafeye, nden, noktası, olana, şehrinden, tarafindan, uzaklıkta, uzaklıktadır, سے, से
bulunmak, bulunmakt, etmek, etmiş, etmişlerdir, etmiştir, mindi, sahibdirler, sahipolmak, sahiptirler, satiliyormu, var, varda, varlar, varm, varmı, varmıı, varmısı, varmi, varmisi, varmu, yapıy, yapmıştır, zorund
anam, anasayfa, anasayfam, anasını, bakımevi, ev, ev,, ev'de, ev'i, evde, evdee, evdek, evdeki, evdekor, evden, evdesız, evdesi, evdeye, evdeyi, evdeyin, eve, evi, evim, evime, evinde, evine, evini, evinin, evinizde, evinu, evlerine, evr, ho, homa, homei, konutu, vatan, yurda, yurtiçinde, yurtn, yuva, yuvai
cal’;mak, calmak, çal, çalabilir, çalın, çalmak, çalmayı, dınle, dinlet, oyna,, oynadım, oynadın, oynama, oynamae, oynamaı, oynamak, oynamaka, oynamaktadır, oynamaktadırlar, oynamasını, oynamaya, oynamayı, oynami, oynammak, oynan, oynana, oynanı, oynanır, oynanir, oynanmak, oynar, oynarlar, oynat, oynatma, oynay, oynaya, oynayak, oynayal, oynayalım, oynayalm, oynayan, oynayın, oynayıp, oynayip, oynuyor, oyuncağı, piyes, playır, playir, playk, playner, playr, yürüdün, yürüt
bulunan, các, çatiş, çau, çay, çayda, çayı, çayi, dasını, edil, edilen, edilme, er, geçen, ıfrjrfkgıktgı, ıtstwoten, iimon, ise, isei, isesi, keciren, mi'i, mii, miyi, nın, nin, ol, olan, olanı, olup, sozlerine, şaampuan, şanlısin, şemshan, şiddedli, th, thim, u, u,, unın, unin, uun, v, verilen, yapılan, η, ה, نے, ہ, ی, த
ADS - REKLAMLAR