Türkçe

Ve türkçe bilmene gerek yok . Burada esnaflar ingilizce biliyor . Zaten sen istersen evde oturursun istersen gezersin

İngilizce

And you do not need to know Turkish. Where shopkeepers speak English. If you want to stay at home if you want, you're already toured

(5000 karakter kaldı)
Türkçe
İngilizce

İçindekiler

biliyor
he knows, you know
burada
here
esnaflar
handicraft
evde
at home, home
gerek
need, you need to
gezersin
you hindsight, you travel, you visit
ingilizce
english, the english
istersen
ıf you want, ıf you want to, ıf you want,
oturursun
you sit
sen
you
turkce
turkish, tv
ve
and
yok
no
zaten
already
already
coktan, çoktan, çoktandır, simdiden, şimdiden, zate, zaten, zater
and
a.n.d, elece, hem, hemde, ıar, ispirto, kasem, ørdek, ve, vede, veen, veer, vei, veir, veler, velerda, velerde, vemek, ven, vesi, veye, veyi, і
at
-da, -de, adresinde, anda, anta, atırba, azından, başında, beım, beygir, degi, deği, donan, hemde, kısmında, n'da, olmas, ucunda
do
arasını, dek, doan, dodan, doğd, doğmu, doğuz, doğuze, dont, duye, ediyorsunuz, mı, mıyım, misin, misiniz, mus, musin, musunuz, muy, muyum, mü, oj, oja, stren, tedarikç, tedarikçi, thü, varmıı, varmısı, varmii, yap, yapa, yapabili, yapabilii, yapabilir, yapacağımı, yaparsın, yapılma, yapmaınız, yapmai, yapmak, yapmalar, yapman, yapmanın, yapmanız, yapması, yapmayı, yapmayın
english
deutschen, francais, gaeilge, ıngılce, ıngılıce, ıngılız, ıngılızc, ıngılızce, ıngılızceyı, ıngılizc, ıngılizce, ıngil, ıngilızce, ıngilice, ıngilince, ıngiliz, ıngilizce, ıngilizce'yi, ıngilizcede, ıngilizcesi, ıngilizceyi, ıngilizceyu, ınglızce, ingılız, ingılızc, ingılızce, ingılızceyı, ingıliz, ingılizc, ingılizce, ingil, ingilce, ingilız, ingilice, ingilince, ingiliz, ingilizc ingilizce, ingilizca, ingilizcde, ingilizce, ingilizce'de, ingilizce'yi, ingilizcede, ingilizcee, ingilizcei, ingilizcein, ingilizcen, ingilizcenin, ingilizcesi, ingilizceye, ingilizceyi, ingilizci, ingilizck, ingilizcm, ingilizcr, ingilizç, ingilizçe, ingilizçeyi, inğiliz, inğilizc, inğilizce, inğilizceyi, magyarul, ngiliz, ngilizce, svensk, svenska, türkç-ingilizce
home
anam, anasayfa, anasayfam, anasını, bakımevi, ev, ev,, ev'de, ev'i, evde, evdee, evdek, evdeki, evdekor, evden, evdesız, evdesi, evdeye, evdeyi, evdeyin, eve, evi, evim, evime, evinde, evine, evini, evinin, evinizde, evinu, evlerine, evr, ho, homa, homei, konutu, vatan, yurda, yurtiçinde, yurtn, yuva, yuvai
if
değils, edersen, eğer, ıse, i�se, ifta, ise, olsaydı, san, sanki, yew
know
bılın, bılıy, bılmek, bil, bildiğinı, bildiğini, bilemezs, bilin, bilini, bilinmesi, bilinmeyi, bilirım, biliy, biliyirum, biliyorm, biliyormusn, biliyr, biliyur, bilme, bilmek, bilmen, bilmeni, bilmesi, bilmeyi, bilmiyi, bilr, tanımak, tanın, tanıy, tanıyorum, tanimak, taniyor, tanïyu
need
duyuy, gereğini, gerek, gerekecek, gerekeni, gerekenler, gerekiy, gerekiyor, gerekiz, gerekm, ıhtıyac, ıhtıyacı, ıhtıyacınız, ıhtiyac, ıhtiyaç, ihtiyac, ihtiyacı, ihtiyacın, ihtiyacınız, ihtiyaci, ihtiyacmı, ihtiyaç, ihtiyaçınız, ihtiyaçi, ihtiyaçları, lazım, lüzüm, muhtaçtır, needesin, needm
not
alinmayan, degıl, degılmı, degil, degiliz, deģilmi, değıl, değil, değilde, değildir, değilim, değiller, değilmiş, değilse, deil, edeme, edemez, edilmeyen, edilmez, edilmiyor, etmemek, etmeye, etmeyen, etmeyin, etmez, gelmeyib, girmedi, girmeye, ıkke, kalmayıp, kalmaz, olmasak, olmayı, olmayıp, olunmaz, sikint, uğrama, verilmez, yalnış
shopkeepers
esnafın, esnafları
speak
bildig, bildigim, bildiğ, caizse, gaster, ıktı, konusmak, konusmazm, konusmi, konusmu, konussana, konusş, konuşama, konuşamayan, konuşmak, konuşmakta, konuşmayan, konuşmı, konuşmi, konuşmr, konuşmu, konuşmü, konuşs, konuşşana, konuşu, konuşuy, konüşmak
stay
durmağ, duru, duru'nun, durun, durunun, ıkamet, ikamet, kal, kalış, kalma, kalmak, kalmâm, kalmami, kalman, kalması, kalmaya, kalmayı, kalmayın, kalr, kalsın, konakla, muaftır, stayein
to
-e, 'ye, ◾eleştirmek, ◾yargılamak, a, acak, bölgene, bölgesinde, bölgesine, bu,, butun, e, edecek, edilme, edilmesi, etme, etmesi, etmeye, etmeyi, ıcindei, için, içinin, ila, kadara, larak, miye, t.o, umak, umek, uuna, uye, vermeşi, yapılır, yapmaa, yapmaya, سکیں, ل
toured
gezdi, gezdiler
turkish
t,ürk, t,ürkçe, turk, turkce, turkcein, turkcesı, turkceyi, turkç, turkçe, turkçeyi, turkede, turkısh, turkışh, turkıyelı, turkıyeli, turkiyeli, turkiyeliyi, turkmr, turkn, türk, türk!?ce, türk!ce, türk’ün, türkce, türkcesi, türkceyi, türkçe, türkçe'yi, türkçeyi, türkçü, türkish, türkişh, türkiyel, türkiyelı, türkiyeli, türkiyeliu, türkiyeliyi
want
ıstedig, ıstei, ıster, ıstermısn, ıstermis, ıstermisn, ıstesi, ısteye, ısteyi, ıstıy, ıstiy, ıstiyn, iste, istedıg, istedig, istediğ, istemezm, istemezs, istermıs, istermısn, istermis, istermisn, istesi, isteye, isteyen, isteyi, istıy, istiy, wanter, wanti, wantn
where
bulunduğ, bulunduğu, buradalar, geldiği, hallerde, hardasız, n erden, nerda, nerdan, nerde, nerden, nere, nered, nerede, neredede, neredee, neredeler, nereden, neredenin, neredesin, neredeya, neredeyi, neredeyin, neredn, nereede, nerei, nerek, nerelerd, nerelerdein, nerelerden, nerelere, nerelıs, nerelısn, nerelısnız, nerelis, nerelisiz, nerelisn, nerelisniz, neremı, neresi, neresinde, nereye, nereyer, nereyı, nereyi, oldugnu, olduğu, olduğü, öldüğmü, whera, wheree, wherm, whern, yapıldığı, yaşadığı, yaşadıği, yerde, yerden
you
burad, buradk, ediy, ediyor, ınnebılırsın, ıymısın, miser, muer, muser, musur, ol'duğunuz, olduğunuz, olursunuz, s..en, s’en, sana, sen i, sen, sen,, sen.n, sen'i, sence, sende, senden, senı, senıt, seni, seniinle, senimi, seninle, senit, senm, senn, senor, senr, sensin, sız, sızı, sızıe, sızi, sızler, siz,i, sizden, size, sizeiyi, sizı, sizi, sizler, sizlere, sizmi, sizsiniz, sizş, surad, şen, şeni, şenimi, şenit, şenn, şeysiniz, şız, şiz, şizler, şurad, yaparsınız, yo, yoi, yosu, yoü, yoyı, yoyu, yöi, yöm
youre
dgru, işteysen, yanımdasın, yanimdasin, your'e, youra, yourea, yourr

Son çeviriler

devamını göster›
ADS - REKLAMLAR
İletişim E-mail:
Kullanım SözleşmesiSitene Ekle