Örneğin, Zeytinburnu veya Şişli gibi belediyeler sivil toplum kuruluşları ile birlik içerisinde çalışmalar yaparak Türkçe öğrenimi adına kursların açılmasında ve psikososyal desteklerin verilerek toplumda zorluk çekmelerini engellemek adına hizmetler sağlamaktadır. Sonuç olarak bakıldığında Türkiye’de mülteci olmak, geçici bir statüAltında ve topluma entegre olmaları konusunda zayıf bir yapı çevresinde olduğu görülmektedir, bu tarz bir rejim ise belirsizlik siyasetini doğurmaktadır.
For example, municipalities such as Zeytinburnu or Şişli work in collaboration with civil society organizations to provide services such as opening courses for learning Turkish and providing psychosocial support to prevent them from experiencing difficulties in society. In conclusion, being a refugee in Türkiye is seen as a temporary status and a weak structure in terms of integrating into society, and such a regime creates a politics of uncertainty.