Türkçe - İngilizce çeviri (v1.4 yeni)
?Türkçe
Mağaracılık, öncelikle, mağaraların araştırılması ve haritalanması amacıyla yapılan bir doğa sporudur. Tüm doğa sporlarında olması gerektiği gibi, amaç doğayla yarışmak değil, doğayla uyumlu bir yaşam ve spor pratiğinin sağlanmasıdır.
İngilizce
Caving, first of all, is a sport that was made in order to investigate the nature and mapping caves. As it should be in all outdoor sports, the goal is not to compete with nature, living in harmony with nature and sports is to provide practical.
İçindekiler
a, a¨, a.a, a'da, a'ya, aa, âar, ade, adresinde, adresindeki, ae, ağalar, ağıstos, ağlığınıza, ağostos, aklımdasin., amuş, as, aşığım❤, aşışverş, aşkımmm, aşkiloş, aşkk, aşlegamburg, aye, bır, bırda, bırı, bıri, bırin, bırr, bıru, bırun, bir, bir'de, bir'i, birde, birer, birr, bunyesinde, dada, deme, er'a, ere, etme, etti, gelmiştir, hoşlanmak, ila, larak, larike, larima, muaz, nd, sayfana, sayfasına, senina, sizine, ua, ue, uma, umak, uye, uzerkmek, vaav, ক, எ
atil, bebeğ, beğemedinmı, beirtmek, beşbinbeşyüz, beşbinbeşyüzell, beşbinbeşyüzyet, beşbinyediyüz, beşbinyüz, edil, edili, ediliyi, edilm, edilmesi, edilmeye, edilmi, kuzue, o'l, ol, ol-mak, olabil, olacağ, olacağı, olmak, olmakta, olmalıdır, olmalidir, olması, olor, olun, öl, ölmak, ölün, tamammi, være
-da, bölgesinde, da, damaz, degi, deği, döde, halinde, ıcınde, ıçine, ılerle, ıntoa, ıntoar, ınton, icinde, içeri, içerisinde, içerm, içinde, içindee, içindeki, içindeler, içindeyi, içine, inşat, intok, kullanilabilirmi, onki, soğa, şehrinde, şehrindeki, şsrkıdaki, tha, undaun, üzere, üzerk, üzerm, yanıyır, yılında
gerçekleştirdi, grube, gruben, kıldı, kurtçukl, ma'm, madek, mam, mamul, maüm, mayun, mayün, ümme, yapıl, yapıla, yapılan, yapılarak, yapılıı, yapılıp, yapılır, yapılisi, yapılmadı, yapılmakta, yapılmamış, yapılmı, yapılmıs, yapılmış, yapılmıştır, yapılmiş, yapımı, yapil, yapilan, yapilmış, yapilmi, yapilmis, yapilmiş, yapmıs, yapmış, yapmıştı, yapmıştır, yapmıştur, yapmis, yapmiş, yapt, yaptı, yapti, yaptm
alinmayan, degıl, degılmı, degil, degiliz, deģilmi, değıl, değil, değilde, değildir, değilim, değiller, değilmiş, değilse, deil, edeme, edemez, edilmeyen, edilmez, edilmiyor, etmemek, etmeye, etmeyen, etmeyin, etmez, gelmeyib, girmedi, girmeye, ıkke, kalmayıp, kalmaz, olmasak, olmayı, olmayıp, olunmaz, sikint, uğrama, verilmez, yalnış
al, asayiş, duzen, duzeni, düzen, emir, emrı, emrik, emru, ısmarla, ısmarlak, ısmarlamak, ismarlamak, işmarlak, mertebe, ord, ordar, ordor, ordör, ordr, örd, satın, sıparıs, sıparış, sıparis, sıpariş, sıra, sıraa, sırai, sıraya, siparıs, sipari, siparis, siparisimiz, sipariş, siparişe, siparişer, siparişetmek, siparişı, siparişi, siparişin, siparişini, siparişizi, siparişlerimiz, siparişte, şıparış, şırak, şipari, şipariş
-malı, -malıydı, -mali, -meli, amali, bulunmalıdır, bulunmalidir, etmeli, etmelidirler, etmeliyim, geregi, gereii, gerekenler, gerekirdi, gerekirk, gerektiğine, gerektiğini, lazımı, laziii, melı, meli, olmal, olmalı, olmalıdır, olmali, olursa, olursae, shouldn't
adl, böyl, bunun, bunuun, diye, eden, erki, ettiğ, gelene, getiren, ışde, k,i, kı, kıın, ki, kier, kiyin, ol'duğunu, oldug, olduğu, olduğuna, olduğunu, olduğunun, olduğunuz, olduğunü, olduğü, olmanı, olmasını, olmasıni, orası, orasi, orasu, orayı, orayi, öldüğ, öldüğünü, şu, şunu, tanıyan, uyen, veren, yapan, ytt
bulunan, các, çatiş, çau, çay, çayda, çayı, çayi, dasını, edil, edilen, edilme, er, geçen, ıfrjrfkgıktgı, ıtstwoten, iimon, ise, isei, isesi, keciren, mi'i, mii, miyi, nın, nin, ol, olan, olanı, olup, sozlerine, şaampuan, şanlısin, şemshan, şiddedli, th, thim, u, u,, unın, unin, uun, v, verilen, yapılan, η, ה, نے, ہ, ی, த
ADS - REKLAMLAR